Şiir

Açlık nedir, bilir misin? Bir parça ekmek uğruna Bir baş eğilir toprağa. Kızıl göklerde mahcubiyetin yankısı, Dökülür gözyaşı; Her damlanın içinde Bir kader saklı. Bir lokma rızık hasretiyle, Semaya çevrilir gözler, Dudaklarda sessiz bir yakarış. O bakışta öğrenir insan; Bir baba, Boş avuçlarla dönerse yuvasına, Her adımında Nasıl küçülür… Nasıl kırılır. Yanmak nedir, bilir misin? Kömürsüz bir evde kışa uyanınca; …

Fonetik bir sesi yoktur her güzelin Tüm kuşların hemcinsi olmayan kuş seslerinden Rahatsız olduğunu yazmaz kutsal kitaplar Arar bülbüller gece vakitleri yankılarını Allah ile soruşur sesler neden kemiksiz Bilmeziz neden bu ağlamaklı dilimiz Bir elçi gider peltekli söyleşir rabbiyle Üzeri anne minderleri serili ahşap sedirler Altı ise saklambaçlar ve baklagiller Aşkı genç kız bileklerinden anlayan tabipler İşittirirler efendilerine nabzın seslerini …

Ah yurdum, acılar içindesin.. Kayıp sevdalar vuruşuyor meydanlarda Yaralayanı belli değil, yaralananı eyvah! Çileler akıyor kan niyetine.. Soluksuz ölüyor aşklar eyvah.. Sonra gün doğuyor yeniden.. Kıyametini tamamlamış bir hâlden doğuyor İnançlar servis edilmiş sofralarda Erken doyan erken kalkıyor işte Başa sarıyor yine yeniden eyvah.. Nostaljik bir sevda hikayesi gösterimde Afişleri önünde yitiriliyor tüm seviler İki kişilik ve kalabalık içinde yalnızlıklar …

Uçsuz bucaksız bir deryaydı gözlerin, Bense ufkuna yüzmeye çalışan bir deli. Okunu atmaya hazır bir yaydı gözlerin, Düşlemeye koyuldum başımda sabah yeli. Bir ardıç gölgesinde, bir keklik ötüşünde, Buldum huzuru, bir de gözlerinde yoktur eşi. Bazen siyah bir inci, bazen kestane renginde, Derken batıyor gözlerinle bak akşam güneşi.   NOT: Eser sahibinin bilgileri yarışma tamamlandıktan sonra eklenecektir.