Yargıyı Temsil Eden Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarının Maaşı Yoksulluk Sınırının Altında Kaldı

Mahkeme bağımsızlığının sağlanabilmesi için Yargı mensubuna birtakım teminatlar tanınmalıdır. Tanınan teminatların hepsinin bir amacı vardır ve hiçbirisinin amacı hâkim ve savcıları toplumda bir kast haline getirmek değildir[1]. Diğer bir deyişle teminatlar, sadece kendilerine imtiyaz olsun diye verilmemiştir[2]. Yargı mensubuna tanınan bu teminatlar, kendilerine toplum içinde bir takım ayrıcalıklar sağladığı gibi, bir güvence de sağlar. İşte bu bağımsızlık ve teminatın sağladığı güvence ve rahatlık; sahip oldukları makamın fonksiyonunu gereği gibi yerine getirmelerini sağlamak içindir[3].

Mahkemenin bağımsızlığını gerçek manada sağlayacak olan teminatlardan en önemlisi, mali teminattır. Mali teminat, Hâkim ve Savcıyı herkese ve özellikle davanın taraflarına bağımsız ve tarafsız kılan en önemli teminatlardan birisidir. Maddi sıkıntı çeken, huzuru olmayan, borcu olan bir Yargı mensubunun adalet dağıtması ve toplum için güvence olması söz konusu olamaz. Hâkimin geleceğini düşünmek zorunda kalması, yargı fonksiyonun yerine getirilmesi açısından son derece sakıncalıdır[4]. Hâkimlik mesleği bir fedakârlık ve feragat mesleği olmaktan çıkarılmalıdır[5]. Yargı mensubunun maaş ve emeklilik hakları, onu maddi bakımdan rahatlatacak ölçüde yüksek olmalıdır[6].

Yargının bağımsızlığı ile yargı mensuplarının maaşları arasındaki ilişki, birçok ülkede uygulanan maaş ölçeklerini belirlemiştir[7]. Norveç’te hâkimler kadar veya hâkimlerden daha çok maaş alan çok az devlet yetkilisi vardır[8]. Amerika Birleşik Devletlerinde Federal Hâkimin aldığı para senatörün aldığı paradan fazladır[9]. İngiltere’de hâkimlerin maaşları, özel bir fondan ödenmektedir[10]. İngiltere’de hakimlerin maaşları devlet bütçesine dahil olmayan, parlemento tarafından hiçbir şekilde bütçe yılında denetlenmeyen ve tavanı sınırlandırılmamış özel konsolide bir fondan karşılanır[11].

2018 yılında çıkan bir habere göre Avrupa’da bir Yargı mensubu, kariyer başında ayda ortalama brüt 4 bin 210 Euro civarı; yüksek mahkeme düzeyinde aylık 8 bin Euro civarında ücret almaktayken Türkiye’de ise kariyer başında aylık 2 bin Euro civarında, yüksek mahkeme düzeyinde ise aylık 3 bin 500 Euro civarında ücret aldığı belirtilmektedir[12]. Avrupa’da kariyer başlangıcında Yargı mensubunun en çok ücret aldığı yerin İskoçya olduğu ve aylık 12 bin 900 Euro civarında ücret aldığı habere yansımaktadır. Ancak haberin yayın zamanı 2018 yılının 10. ayı olmakla birlikte haberin çıktığı tarihte Euro kurunun 7 TL civarında olduğu düşünüldüğünde şu an yüksek enflasyonun bulunduğu ülkemizde yargı mensubunun kariyer başında aldığı aylık 42 bin TL civarındaki ücret, Euro hesabıyla bin 400 Euro civarına tekabül etmektedir. Bu da göstermektedir ki Yargı mensubunun aldığı maaş, yıldan yıla azalmıştır. Ülkemizde hali hazırda yargı mensubunun aldığı maaş, yoksulluk sınırının (44.573,3 TL) altında kalmaktadır. Ek ödeneği, döner sermayesi, fazla mesai ücreti, nöbet tazminatı, işyükü tazminatı gibi ek ücretlerden mahrum olan ve başka herhangi bir gelir kaynağı olmayan ve olamayan Yargı mensuplarının düştüğü durum bu haliyle ortadadır.

Sonuç olarak, Anayasamıza göre Devletin üç erki (Yasama, Yürütme ve Yargı) arasında bir altlık üstlük ilişkisi yoktur. Yasama organı, devletin yasamayla ilgili fonksiyonunu ifa ediyor veya yürütme organı, devletin icra fonksiyonunu yerine getiriyorsa, yargı da devletin yargı ile ilgili faaliyetlerini yürütmektedir. Yargı mensuplarının mali hakları belirlenirken, her hâlükârda, yasama organı üyeleri ve Bakanların aylıklarından aşağı olmamalıdır. Yasama organı üyeleri, Bakanlar Kurulu üyeleri ve yargı üyelerinin (hâkim ve Cumhuriyet savcısı) mali haklarının en az eşit düzeyde olmasıyla ilgili hüküm Anayasaya konulmalıdır.

Dernek olarak Yargı mensubu olan Hâkim ve Cumhuriyet savcısı meslektaşlarımızın mali ve özlük haklarının iyileştirilmesi, genişletilmesi ve geliştirilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine 5.500’ü aşkın kişi tarafından imzalanmış bir dilekçe verilmekle birlikte çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarıyla görüşmelerimiz devam etmektedir. Bu görüşmelerde elimizin daha güçlü olabilmesi ve söylediklerimizin hayata geçirilebilmesi için dernek üye sayısının mümkün olduğunca çok olması gerekmektedir. Derneğe üye olmak için tıklayınız…

                                                                                                                         Hakim Ramazan Turan

                                                                                                                   Haksav Mevzuat Grubu Üyesi


[1](Mustafa Yıldız, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, “Hakim Bağımsızlığı”, İstanbul, 1994)

[2](Ferman Demirkol, “Yargı Bağımsızlığı” Doktora Tezi, İÜHF Kütüphanesi)

[3](Mümci Kapani, “İcra Organı Karşısında Hakimlerin İstiklâli”, Ankara-1956).

[4](Mustafa Yıldız, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, “Hakim Bağımsızlığı”, İstanbul, 1994)

[5](Çetin Özek, İHFM, Atatürk’e Armağan C.XLV-XLVIII, S.1-4, 1979-1980, 1981)

[6](Ferman Demirkol, “Yargı Bağımsızlığı” Doktora Tezi, İÜHF Kütüphanesi).

[7](Mustafa Yıldız, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, “Hakim Bağımsızlığı”, İstanbul, 1994)

[8](Ferman Demirkol, “Yargı Bağımsızlığı” Doktora Tezi, İÜHF Kütüphanesi)

[9](Mümci Kapani, “İcra Organı Karşısında Hakimlerin  İstiklâli”, Ankara-1956)

[10](Saim Üstündağ, “Yargı Organlarının Sorunları ve Çözüm Yolları”, İstanbul Barosu Dergisi, C. 48, S. 4-8, 1977)

[11](Ferman Demirkol, “Yargı Bağımsızlığı” Doktora Tezi, İÜHF Kütüphanesi).

[12]https://sputniknews.com.tr/20181005/turkiye-yargi-sistemine-kisi-basina-ayrilan-pay-bakimindan-avrupada-son-siralarda-1035528276.html

Hakkında Hukuk

Kontrol Et

Hâkimler ve Savcılar Kurulu kararlarına karşı yargı yolunun açılması için imza kampanyası başlatıldı

Change.org’da HSK kararlarına karşı yargı yolunun açılması için Hâkim Mustafa Polat tarafından imza kampanyası başlatıldı. …

Bir Yorum Var

  1. Değerli Yönetici, çalışmalarınız için sizleri tebrik ederim. Diğer meslek gruplarının sendikaları sürekli olarak maddi anlamda pazarlık masasında bulunmak suretiyle kendi avantajlarına kazanımlar elde etmektedirler. Hakim/Savcıların iş yükü düşünüldüğünde en az 2-3 katı maaş alıyor olmaları lazım ki bu bile manevi kayıplarını ( aile, zaman, stres , iş yükü vb.) telafi etmeye yeterli bir miktar değildir. Diğer kamu çalışanlarına nazaran sayı olarakta az olmaları nedeniyle yapılacak çok yüksek iyileştirmeler bile kamu maliyesine tabiri caizse devede kulak yüküne ancak tekabül edecek bir yük yükleyecektir. Hal böyle iken bunun yapılmamasının nedeni nedir ? Yada sizlerin dernek olarak bunu izah etmenize rağmen başarılamamasının nedeni nedir ? Bir torba yasa ile çok kolay halledilebilecek bir husus değil mi en azından özlük hakkı – mali sorunlar ? Neden olmaz inanılır gibi değil. İstanbul’da göreve yeni başlayan bir Hakim/Savcı ev kirası verdikten sonra yiyecek parası kalmayacak durumda neredeyse. Bunu aklın mantığın alması mümkün değil ve izahıda olamaz. Girişimleriniz ile ilgili güzel gelişmeler var mıdır acaba ? İyi çalışmalar.

Hakkı için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir