Hâkimler ve Savcılar Derneği olarak sınıf, kademe, derece, unvan, makam, mevki, Yargıtay-Danıştay-İstinaf-ilk derece mahkemesi üyesi ayrımı yapmadan tüm hâkim ve savcı maaşlarına en az 40.000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenmesi için mücadele ettik. Tüm Milletvekillerine mail gönderdik, telefon trafiği gerçekleştirdik, basın açıklamaları yaptık. Ancak Dernek Başkanımız Mustafa Polat’ın TV kanallarına çıkmasına, kamuoyuna bilgi vermesine, konuyla ilgili röportaj yapmasına dahi Hâkimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 11/07/2024 tarih ve 922 sayılı kararıyla izin verilmedi. Belki bu süreçte izin verilseydi kamuoyu doğru bir şekilde aydınlatılır, daha farklı sonuçlar alınabilirdi. HSK kararlarına karşı yargı yolu kapalı olduğu için işbu karara karşı dava açılamadı. Ümit ederiz ki Hâkimler ve Savcılar Kurulu kararlarına karşı en kısa zamanda yargı yolu açılır.
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen önergeye gelince:
2802 sayılı Kanunun 106’ncı maddesinin altıncı fıkrası değiştirilmiş, “Yargıtay Birinci Başkanı, Danıştay Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı, Yargıtay Birinci başkanvekilleri, Danıştay başkanvekilleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay ve Danıştay daire başkanları, Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile Adalet Bakanlığı Müsteşarına (40.000); birinci sınıf hâkim ve savcılardan 103’üncü maddedeki aylık ödeme oranı %86 olanlara ve Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu ile Hâkimler ve Savcılar Kurulu Teftiş Kurulunda fiilen görev yapan müfettişlere (35.000); diğer birinci sınıf hâkim ve savcılara ise (30.000); birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılara (26.000); diğer hâkim ve savcılara ise (22.500) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenir. Bu Kanuna tabi olan hâkim ve savcılardan Anayasa Mahkemesinde görev yapanlara ödenen aylık ek ödenek ve Uyuşmazlık Mahkemesinde görev yapanlara ödenen ödenek ile bu fıkrada belirlenen ek tazminattan yalnızca biri ve yüksek olanı ödenir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bu düzenlemeye göre Yargıtay ve Danıştay mensupları ile Adalet Bakanlığı Müsteşar maaşlarına 40.000 katsayı uygulanmak suretiyle, yaklaşık olarak; 1. sınıf olup aylık ödeme oranı %86 olanlar için 18.155,92 TL, birinci sınıflar için 13.616,94 TL, birinci sınıfa ayrılanlar için 9.985,75 TL, diğer hâkimler ve savcılar için 6.808,47 TL, müfettişler için 4.538,98 TL ücret güncellemesi yapılmıştır.
Ancak mevcut enflasyon karşısında yapılan bu güncellemenin zam olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gibi Devletin üç erkinden birisi olan yargı erkinin mensupları arasında sınıf farkı oluşturulmuştur. Oysa daha önce defaatle belirttiğimiz gibi Anayasa Mahkemesinin E:2023/104 esas, 11/10/2023 tarih ve K:2023/177 sayılı kararının 55, 56 ve 57’inci maddelerine göre tüm hâkim ve savcı maaşlarına eşit oranda 40.000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenmesi Anayasanın sözüne ve ruhuna daha uygun olacaktı.
Şuan ki haliyle piramidin en üstünde bulunan ve daha çok maaş alan Yargıtay-Danıştay mensupları, Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve 1. sınıf hâkim, savcılar daha çok güncelleme alırken piramidin altında bulunan ve daha az maaş alan hâkim ve savcılar daha az güncelleme almış oldu.
Biz sürecin en başından itibaren bu tarz bir uygulamaya karşı çıktık, hâkim ve savcılar arasında en azından parasal haklar konusunda ayrım yapılmaması için elimizden geleni yaptık ancak başarılı olamadık. Yargıtay-Danıştay mensupları, Müsteşar ve 1. sınıf hâkim, savcı maaşlarına 15.000 katsayı uygulandığında buna da karşı çıkmıştık. Herkes için 40.000 katsayı uygulanmalı demiştik.
Kamuoyunun bilgisine arz eder, bu süreçte TBMM Genel Kurulunda tüm konuşmasını hâkim ve savcı sorunlarına ayıran değerli meslektaşımız ve Milletvekilimiz sayın Avukat Hakan Şeref OLGUN’a ve bizlerden desteklerini esirgemeyen değerli meslektaşımız ve Milletvekilimiz sayın Avukat Mahmut TANAL’a teşekkürlerimizi sunarız.
Süper yorum ve yargı yöneticilerin utanması gerekir